4 Anlaşma ile Hayatı Dönüştürmek

Don Miguel Ruiz’in Toltek Bilgelik kitabından hayatımıza…4 anlaşma nedir?

Yaşamımız üzerine hatta daha iyi yaşam üzerine hepimiz bir çok eylemde bulunuruz. Hayattayız fakat ne kadar? Hayatlarımızı ne kadar değerlendirebiliyoruz? Hayata ne kadar sevgiyle, mutluluk ve verimlilik ile anlam katabiliyoruz? Hayatlarımız üzerine düşünmemiz gereken bir çok soru oluşturabiliriz. İşte sorularınızdan birine cevap olabilecek bu yazıda hayata karşı bakmamız gereken 4 temel yönü göreceğiz.

Özgürlük ve kendin olma yolunda 4 maddede kendimiz ile anlaşma ile buluşmaya davet ediyorum sizleri.

Anlaşmayı hayatımıza uygulamak adına öncelikle hazır olun ve maddeleri okuyun.

1.Söz Büyüdür/ Anlaşmaları Bozmak

Sözcükler hem bizim hem de başkalarının ifadeleri ve yansımalarıdır. Sözler ile mutlu veya mutsuz oluruz. Yaşama başlangıcımızdan, sonumuza kadar her zaman yeri olan sözler hayatlarımızı oluşturur. Sözlere göre davranışları oluşturur ya da sözlere göre hareketlerimizi yönlendiririz.

Örneğin; küçüklüğümüze en küçük yaşımıza odaklanalım. Annenizin sizi kırdığı bir sözcüğe odaklanın. Anneniz size belki o küçük yaşınızda pembenin size yakışmadığını söyledi ve siz her pembe rengi kullanmak istediğinizde bu rengin size yakışmadığına odaklanarak o rengi hiç kullanmadınız. İşte bu “söz ile büyülenmektir”. Siz o yaşta bu söz ile anlaşma yapmışsınız ve hayatınıza kabul etmişsinizdir. Öncelikle söz büyülerinizden kurtulmanız ile başlangıç yapın. İster anlaşma imzaladığınız sözleri listeleyin, ister düşünün.

Sonra da bu sözlerle istemsiz yapmış olduğunuz anlaşmaları affedin ve o anlaşmaları bozun.

2.Hiçbir şeyi Kişisel Almamak

Söylenen her şey hayatımızı yönlendirir demiştim. Söylenen bazı şeyler karşı taraf bilmese de bazen bizi çok fazla incitir. Bazen de en ufak bir sözcük bizi çok mutlu edebilir. Aslına bakacak olursak herkes kendini sözcüklerde yansıtır. Biri size “sen bir hiçsin” dediğinde bunu kişisel anlamamanız gerekir. Çünkü o anda kişi aslında kendini bir “hiç” olarak görmektedir. Aslında bunu kendine kabul ettiremediği için size yansıtarak kişisel alanınıza etki etmeye çalışır. Siz bir hiç değilsiniz! Hiç kimse bir hiç değildir. Bu durumun aslında karşı tarafın sizdeki kendi yansıması olduğunu unutmayın. Kişisellik sadece kendi olayımızın içidir. Başkaları sizi bilemez.

O yüzden “hiçbir şeyi kişisel almayın” hayatınıza.

3.Varsayımda Bulunmayın

Yaşadığımız olaylar ya da gelecek hakkında varsayımlar oluşturmak bizi hem negatif enerjiler ile doldurur hem de engeller oluşturur. Anı anda yaşamak! Yapmamız gereken tam olarak budur. Bir olay yaşadığımızda en kötüsünü düşünmek hepimizin ilk eylemidir. Sevdiğiniz kişi o gün size günaydın demediği anda ilk senaryonuz “benden sıkıldı, ayrıldık” vs. olarak devam eder. Olumsuzluğu hayatınıza çekerek başlamak ile kalmadınız, bir de bencilce kendinizi düşündünüz. Bu da daha önce kendimizle kötü anlaşmalar yaptığımızı gösterir. Olumsuzluğu ve yanlış anlaşmaları hayatlarımızdan çıkarmak için buradayız.

Anı yaşayın, yaşayın ama olumlamalar ile varsayımlardan uzak ve hayatın akışında olun.

4.Yapabildiğinin En İyisini Yapmak

Sevdiğimiz insanlar bizden bir yardım talep ettiğinde elimizden gelenin en iyisini yapmayı hedefleriz. Bu çok güzel bir şeydir. Peki kendimiz için “en iyisini“ yapıyor muyuz?

Her zaman en iyisini yapmak bizlere kendimize karşı güven verir. Sonrasında saygı, pozitif enerji, suçluluk duygusunun kalkmasını ve ardından mutluluğu verir.

Bir işi severek yapmak, kusursuz ve güzel yapmak üzerimizde ki en güzel duyguyu oluşturur. Tabii bunları yaparken karşılık beklememek gerekir. Karşılıklı beklenti ile yapılan her şey isteyerek yaptığımız eylemler olmadığı için bahsettiğimiz mutluluk duygusunu oluşturmaz.

Yapacağınız her şeye sevgiyle yaklaşın ve en iyisini yapın!

4 anlaşma ile tanıştık. Yaşamımıza uyguladığımızda, okuduğunuz anda size verdiği hissin, huzurun, rahatlığın binlerce katını vereceğinden emin olun. Doğru ve mantıklı yaşam kendimizde başlar. İnsanlar değişebilir.

Unutmayın! Dünyaya sevgiyle geldik ve sevgiyle veda etmeliyiz. Hayır demek istediğinizde hayır, evet demek istediğinizde evet deyin.

Önce kendinize doğru olun, sonra insanlara. Önce kendinizi bilin, sonra dünyayı.

İrem Demirense

Dünyalite

En Etkili 30 Spiritüel Gelişim Kitabı

Yüzyılın En Etkili 10 Spiritüel Kişisi

Frekans Seviyeleri