Gerçek Benliği Tanımak: İd, Süper Ego, Ego ve Sen
Gördüğümüz, algıladığımız evrenin sadece biz görüp algıladığımız zaman var olduğunu kabul etmeye solipsizm denir. Yani ben-ego baktığımda var demektir.

Solipsizmin en büyük argümanlarından bir tanesi bizim gördüğümüz evrenin tekrardan beynimiz içinde yorumlayıp şuuruna ermemizdir. Biz beynimizin içerisinde sıfırdan tekrar gördüğümüz evreni yaratıyoruz. Sıfırdan yarattığımız ve beynimizin içerisinde yaşadığımız bu evrene fenoverin deniyor. Charles Sanders tarafından isimlendirilmiştir.
Dışarıdan aldığımız veriyi bu şekilde yorumlamışız. Peki bu dışarıdan derken neyden bahsediyoruz? Vücudun dışındaki gerçek evrenden gelen veriyi yorumlayarak yaşıyoruz. O dünyanın gerçekliğine veya dışarıda olup olmamasına gelmeden önce beynimizdeki yalnızlıktan bahsedelim.
Beynimizin içinde yalnızız dediğimizde yani ben kişisi, aslından benden kaç tane olduğuna göre değişen bir yalnızlığı var. Beynin içinde 3 tane daha ben vardır. İd, ego ve süper-ego denilen bu benlikler kendi aralarında gerçekliği yorumlar ve bir sonuca bağlayıp şuura eriştirir. Kim bu 3 tane ben..
İd; bizim hayvanlık benliğimizdir. Hazla doymaya odaklanmış bir benliktir. İstedikleri yemek, barınma ve cinsellik gibi insanın en temel ihtiyaçları ile doyan bir benliktir. Yani gerçekliği fayda ile yorumlayan benliktir.
Süper- ego; gerçekliğin ne olması gerektiği ile ilgilenen benliktir. Hazla veya bir başka bir şeyle doymaz. Buna vicdanda diyebilirsiniz. Ne olması gerektiğini düşünür. Ne yapılmalı, ne olsa doğru, ne olsa yanlış olurdu şeklinde düşünür.
İd‘in hedonist bakışının, süper-egonun spiritüel duruşuyla tam olarak bir zıttı var. İşte ego burada devreye girer. Ego da bu ikisi arasında hakemlik yapan ve şuura son yorumu iletmekle mükellef olan benliğimizdir. Sizin en çok taklidinizi yapan ve sizin kararlarınıza en çok benzeyen kararları veren şey egodur. Benliklerin arasındaki anlaşmanın son imzasını ego atar. Egoyu dinleyerek fenoverin yaparsınız. İçinizdeki dünya, egoyu dinleyerek yaptığınız bir dünyadır.
Ego kimle konuşur?
Bu imzalanmış gerçeklik yorumu kime iletilir ve fenoverin yapılır?
İd, sizin olmak istediğiniz benliktir.
Süper-ego, olmanız gereken benliktir.
Ego ise olduğunu iddia eden benliktir.
Bu 3 benliğin ortaklaşa vardığı sonuç şuura iletilir. Yani içeride aslında 4 kişi var.
Gelelim beynimizin dışında yorumladığımız ve gerçek olduğuna inandığımız dünyaya. Beynimizin dışında başka bir dünya olduğuna dair elimizde mantıklı bir veri olamaz. Çünkü biz egomuzu dinliyoruz ve egomuz dışarıda bir dünya var diyor. Onun yorumuyla biz dışarıdaki dünyanın var olduğuna inanıyoruz. Buna da realizm denir. Hepimiz realist bireyler olduğumuzdan bahsederiz. Ancak dışarıdaki dünyayı bilmek, bizim taklidimizi yapan 3 tane benliğin üzerinde mutabık kaldığı bir sonuçtan başka bir şey değildir. Yani realist olduğumuzu düşünürken aslında egoist olduğumuz sonucuna varıyoruz. Bu da egonun bize söylemiş olduğu bir şeydir. Bu sonuca varma anımızda egonun bu sonuca vardığını şuura söyleme anıdır.
Neden biz egoyu dinleyip beynimizin dışında bir dünya var olduğuna ve bu dünyanın da bizim gördüğümüze benzediğine inanıyoruz?
Bunun nedeni biraz iz bırakmak güdüsü ile ilgili. Bildiğimiz tek şey, içeride 4 kişi var. Bu 4 kişi düşündüğünüzü sandığınız kişiler değil. Bu yüzden hiçbirine güvenemezsiniz. Bu yüzden beyninizin içinde yalnızsınız…