Mitolojik Tanrılar: Şirketler ve Tüzel Kişilikler
Şirket sahipleri veya çalışanları kendilerini diğer insanlardan üstün görme sanrısına nasıl kapılıyor? Bundan bahsetmeden önce Teist görüşe değinmemiz gerekir.

Teist görüş, yukarıda bir Tanrı olduğuna ve insanları kontrol eden aynı zamanda onları cezalandıran ve ödüllendiren bir Tanrı olduğuna inanmaktır. Teizme bir görüş ve yaşam biçimi denilebilir. Tarihte birçok uygarlık teist görüşlere sahip olmuştur. Yunan, mısır uygarlıkları gibi…
Bu görüşün getirisi de o Tanrıdan korkmayı ve ona tapınmayı gerektirir. Ateist görüşte bunun tam tersidir. Yukarıda insanları cezalandıran bir Tanrı olmadığına inandırmaktır. Yani Ateizm tam olarak din karşıtlığı değil Teizm karşıtlığıdır. Ancak Teizm yaşamaktadır.
Bunun konuyla ne ilgisi var dediğinizi duyar gibiyim…
Şirket, kelime anlamı olarak ortak bir firma kurmak, şerik ortak demektir. İnsanlar ortak olarak bir iş yaparlar. İşin karını ortak olarak bölüşürler. Fakat anonim şirket çok daha farklı bir şeydir. Anonim şirket yanında tüzel kişilik denilen bir şeyi getirir. Amerika’da ortaya çıkan bu yeni şirket mantığıyla tüzel kişilikler gerçek kişiliklerinin haricinde mal alıp satabilmektedir. Anonim şirket gelmeden önce insanlar şirketleri adına mal alıp satamıyordu. Kendi adına alıp bunu şirket için kullanıyorlardır. Yani paranın, malın sahibi insandı. Sonra anonim şirketlerin ortaya çıkışıyla ürünleri şirketlerde alabilmeye başladı. Yani bir X firması herhangi bir mal alabilir, para ödeyebilir, borçlanabilir ve kanun önünde bir insan gibi davranabilir.
Fakat şirketlerin insanlardan çok büyük bir farkı var. Şirketler etten kemikten değildirler. Bu yüzden ölmezler. Bu ölümsüz şirketler tamamen karlarını daha çok arttırma üzerine kurulu bir yaşam döngüsüne sahiptirler. Yaşadıkları hayat boyunca hiç durmadan büyümek için sermaye biriktirirler. Günümüzde ekonomi büyüme üzerine kuruludur.
Peki eceli ile ölmeyen bu şirketler nasıl ölürler?
Tüzel kişilikler sadece tüzel kişilikler tarafından öldürülür. Şöyle diyelim. Şirketlerin birbirini aldığı haberlerini okuyoruz. Mesela google, youtube şirketini aldı. Youtube’da bundan önce birçok video şirketini almıştı. Şirket almak ekonomik bir terim olsa da bahsettiğim şekilde bakıldığında tüzel kişiliklerin diğer tüzel kişilikleri yutması demektir. Onları sindirip kendi gücüne katıp sermayesini yükseltmesi demektir. Yani tüzel kişilikleri öldürecek kişilikler yine tüzel kişiliklerdir.
Bu tüzel yapılar sürekli rekabet ve savaş halindedirler. Savaş halinde olmayan tüzel kişilikler birleşip kartel denilen olguları oluştururlar. Kartel, önü alınamayacak kadar büyümüş rekabet ortamlarında şirketlerin kendi çıkarları için birbirlerine ortaklık etmesidir. Mesela ilaç, petrol kartelleri böyledir. Birbirlerini yutmazlar.
Bu ölümsüz tüzel kişilikler yaşayabilmek için etten, kemikten olan insanların emeklerini ve paralarını kullanırlar. Bu tüzel yapılar siz onları beslediğiniz sürece varlardır.
İşte mitolojinin bittiği noktadayız. Yunan Tanrıları ile bu bahsettiğim Tüzel Kişilikler – Şirketler arasında gerçekten hiçbir fark yoktur. Aynı güçtedirler, aynı ölümsüzlüktedirler. Yine yunan tanrıları gibi insanları köleleştirirler. Bu köleleştirilen insanlar onlar için savaşırlar.
Biz insanlar, gerçek kişiler bu durumda ne oluyoruz?
Tüm paralarımız şirketlere akarken, dünyanın %98‘i diğer %2‘si için çalışırken ne yapıyoruz? Aslında bakarsanız biz şirketleri, ekonomileri alıp realite haline getirmişiz. Onların mitolojik kahramanlar olduğunu fark edemiyoruz.
Bu aslında çok utanç verici bir durum. Daha önce defalarca tanrılarını öldürmüş bir ırk için gereğinden fazla sabrettik.
Geri bildirim: Multiverse: Sicim Teorisi ile Akıllı Evren Tasarımı