Teknolojiyi ve Rekabeti Reddeden Topluluk: Amişler

Teknolojiyi reddeden toplum olarak bilinen Amişlerin beni çocukluğuma nasıl götürdüğünü paylaşmak isterim. Öncelikle gelin biraz kendilerini tanıyalım. Sanayi devriminden sonra toplumsal yozlaşmanın en çok olduğu ve rekabet anlayışının en üst seviyede olduğu Amerika gibi bir ülkede tüm bunlara karşı çıkan bir topluluk olarak karşımıza çıkıyor Amişler..

Amişler Kimlerdir?

Amiş, ingilizce Amish olarak geçer. Aslında Hristiyan tutucu bir mezhep ve bu inanışla yasayan insanlara Amişler denmektedir. Kökleri 1600-1700’lü yillara dayanan bu toplum ABD’nin ortabatı eyaletlerinde ve Kanada’da izole olmuş bir hayat yaşıyor. İnançları gereği dünyevi şeylerin yasak ve günah olduğu gerekçesiyle herşeyden uzak bir hayat kurmuşlar ve Tanrı’nın insanı sade bir yaşam için yarattığına inanıyorlar. Amişler günümüzde 300 bin kişi civarındadır.

Kimilerine çok ilkel ve bağnazca gelebilecek yaşam tarzları bana çok yalın ve insanca geldi.

Amişlerin Gelenekleri ve Yaşam Tarzları Nelerdir?

1.Bu toplumda insanlar telefon kullanmıyor. Köylerinde yalnızca bir telefon var ve ihtiyaç halinde sadece o kullanılıyor.

2.TV, internet vs. hiç bir teknolojinin olmadığını söylememe gerek yok sanırım.

3.Çamaşırları ellerinde yıkıyorlar, kıyafetlerini kendileri dikiyorlar. Sade ama geleneksel bi giyim tarzları var. Abartılı hiçbir şey yok.

Amish family walking

4.Fotoğraflarının çekilmesinden hoşlanmıyorlar. Popüler olmak gibi dertleri yok.

5.Askerlik yapmak, kamu kurumunda çalışmak, vergi vermek gibi kavramları reddediyorlar. Savaşa karşılar.

6.Zengin fakir ayrımı bulunmuyor. Geneli tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. Paraları biryerde toplanıyor ve ordan harcanıyor.

7.Adeta bir şirinler köyü. Evlilikleri kendi içlerinde yapıyorlar.

8.Çok çocuk seviyorlar, her ailenin en az 5-6 çocuğu var.

9.Çocuklar seçimlerinde özgürler. 18 Yaşına geldiklerinde hayatlarına bir Amiş olarak devam edip etmeyeceklerini seçebiliyorlar.

10.Bunun yanında bir amiş olmak aralarına katılmak çok zor kabul etmiyorlar. Zorlu sınavlardan denemelerden geçmeniz gerekiyor. Ben bunu yapmakta çok haklı olduklarını düşünüyorum. Dünyanın genel durumundan, kapitalist ikiyüzlü ve adaletsiz yönetimlerden nispeten kendilerini uzaklaştırmış ve kendilerine küçük birlik beraberlik içerisinde bir dünya kurmuşlar. Bozulup, asimile edilmesini istemiyorlar haliyle.

11.At arabası kullanıyorlar. Elektrik yok, hava kararınca gaz lambasında mum ışığında oturuyorlar.

12.Yaşadıkları bölgede özel trafik kuralları geçerlidir.

13.Hz. İsa’nın marangozluk yapmasından dolayı bu alana önem verirler. Marangozluk konusunda ABD’nin önde gelen ustalarındandırlar. Mobilya yapımında çivi kullanmazlar.

Murray Furniture bed sets and outdoor building. Photo taken on Saturday, March 29, 2014.

Ne dersiniz, Amishler eski zaman filmlerindeki gibi değil mi? Ben oldum olası nostaljiyi, eskileri çok sevmişimdir. Bir de çocukluğumu çok özlerim. Oralarda kaldı bişeyler sanki. Aslolan safi özümüzdü çocukluğumuz. Var mıdır, zor geçse bile çocukluğunu özlemeyen. Bazen mutlu bir anımda dejavu olurum. Çocukluğumdan bir anıyı hatırlarım sanki kısacık bir sürede olsa o zamana, o ana gitmişim gibi olur ve içim huzurla dolar. Bu his bazen bir kokuyla hissettirir kendini. Bazen bir ağaca bir çiçeğe tefekkürle bakmak, haşır neşir olmak. Özellikle göğe aya yıldızlara bakmak bana o çocuksu sevinci tattırır. Bu her zaman olmaz, olamaz tabi ki..

Bunu hissettiğim anlarda zamanın durmasını isterim. Neden bu kadar coşkulu, içimiz kıpır kıpırdık sizce çocukken?Evet büyük dertlerimiz yoktu. Geçim sıkıntısı, insan ilişkileri, yanlış anlaşılma korkusu, başarısızlık, çevre baskısı vs birçok etken yoktu. Ruhlarımız özgürdü ve tek bir şeye odaklanabiliyorduk. Oyunsa oyun, kavgaysa kavga tüm hücrelerimizle hesapsız kitapsız o andaydık. Şimdi işler biraz değişti. Çok fazla uyarıcı var hayatımızda ve zihinlerimiz duygu karmaşasında.

Amişlerin yaşam tarzını neden sevdiğimi düşündüğümde bunlar geldi aklıma. Eskilerde bir yerde kalmış ve zamanı durdurmuşlar. Tabi onların da hayatlarının güllük gülistanlık olduğunu söyleyemeyiz. Kendilerine göre belki bizimkilerden biraz farklı sıkıntılarıda vardır. Her şeye rağmen bu özgürlükleri, cesaretleri, farklılıklarına sahip çıkıp arkasında duruşları takdire şayan.

Velhasıl bizlerde bu zamanda bu yerde yaşıyoruz. Hiçbir şey boşuna olmadığına göre bu teknolojiyi ve imkanları iyiye ve hayra kullanmalıyız. Güzellikleri çoğaltmak için çabada olmak bizim elimizde. Bir Amiş olmasakta her birimiz kendimize ait izole bir alan oluşturalım. Doğadan uzaklaşmayalım. Yaradanın tecellilerini görelim hissedelim. Yardımlaşalım ve bir olduğumuzu bire gideceğimizi unutmayalım. Ne de olsa kainat yekvücut, tek varlıktır. 

Vildan Aktaş

Danimarkalıların Mutluluk Formülü: Hygge Felsefesi
İsveç’in Lagom Felsefesi: Mutlu Yaşamın Şifresi
Stoa Felsefesi: Yaşama Sanatı

Dünyalite

Paylaştıkça çoğalır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

DUNYALITE