Beden Dili ile Güçlüymüş Gibi Yapmak

Konuşmadığımız zamanların ötesinde iletişimin büyük bir bölümü sözsüz gerçekleşiyor aslında. Sözcükler gerçek duygu ve düşüncelerimizi ifade etmekte çoğu zaman yeterli değil, duruşumuz, yüz ifademiz biz konuşmadan da çok şey anlatıyor etrafımızdakilere. 

Kısaca, gülüyorsun mutlu sanıyorlar..

Araştırmalar gösteriyor ki, diğer kişiler bizimle ilgili düşüncelerinin %90’ını ilk birkaç dakika içinde oluşturuyor ve yaptığımız etkinin %60-80’i sözel olmayan etki. Duygu boyutunda bir kişi hakkında bir kanıya varmak için ise birkaç saniye yeterli. Yani beden dilimiz çevremiz tarafından nasıl algılandığımızı belirleyen en önemli unsurlardan.

Peki kendimizle olan iletişimimizde bu durum nasıl? Yani sözsüz iletişim aracımız olan beden dilimizin kendimizi algılama biçimimiz üzerinde etkisi nedir?

Duygu ve düşüncelerimizin beden dilimizi nasıl değiştirdiği aşikâr… Üzgün veya çaresiz hisseden birinin suratını asması, omuzlarının düşmesi, kollarını bağlaması vs. beklenen görüntüler. Acaba bunun tersi de mümkün mü?

Evet, yapılan araştırmalara göre aynı mantık ile beden dilimiz de duygu ve düşüncelerimiz üzerinde olumlu/olumsuz etki gösterebiliyor. Ruh halimizi etkileyen, kendimizi güçlü veya zayıf hissetmemizi sağlayan iki hormon var; testosteron ve kortizol. Yüksek testosteron ve düşük kortizol stres seviyemizin düşük daha güçlü hissettiğimiz durumu ifade ediyor, tersi ise güçsüz hissettiğimiz durum.

Doğru Beden Dili Kullanımı

Doğru beden dili ile bu hormonların seviyesinde anlamlı değişiklikler oluşturmak mümkün. Üstelik sadece 2 dakikada.

Görselde üstte yer alan duruşlar, kişiyi daha güçlü hissettirecek pozlar. Temel mantık bedeni genişletmek ve evrende kapladığı yeri arttırmak. İçe kapanık, bedeni küçülten pozlar ise ters etki yapıyor.

Hayatımıza bunu nasıl adapte edebiliriz diye bakacak olursak, stresli ve zayıf hissettiğimiz anlarda, bir köşede, asansörde, tuvalette güç pozlarından birini sadece 2 dakika uygulamak stres seviyesini düşürecek ve olayla baş etme gücümüzü arttıracaktır.

Son olarak, stres oluşturan konularda “güçlüymüş gibi yapmak” bizi hayatta bu durum karşısında kalıcı olarak güçlü yapmaya yetecek mi?

Evet ilk zamanlarda yapılan bir taklit etmeden ibaret olacak, fakat bu taklit, davranış bizim bir parçamız olana kadar devam edecek sadece. Yani topluluk önünde konuşmaktan korkmuyormuş gibi yapmak, biz artık korkmadığımızı fark ettiğimizde doğal davranışımız haline gelecek.

Özetle, gülelim mutlu sansınlar… Çünkü biz gülmeye devam ettikçe mutluluk kendini gerçekleştirecek.

Esra Nur Morgül

Dünyalite

Paylaştıkça çoğalır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

DUNYALITE