Gizli Uyuşturucu: Alışkanlıklarımız
İnsanoğlu bu dünyaya beraber geldiği nefsi nedeniyle hayatını ihtiyaçların giderilmesi ve arzuların tatmin edilmesi süreçlerinin devir daimi içerisinde yaşar.

Alışkanlık Nedir ve Nasıl Oluşur?
İhtiyaçlar zaman içerisine süreçlerden geçer ve bireyin kendi için bir fayda sağladığını düşündüğü alışkanlıklara dönüşür.
Alışkanlığın bireye gerçekte faydalı veya zararlı olduğu ancak bir zaman süzgecinden geçtikten sonra ve birey bunu anlamaya hazır olduğunda anlaşılabilir.
Alışkanlık deyince, ilk başta, sigara, alkol, şans oyunları gibi toplumca tartışmaya açık ve kötü olarak nitelendirilen alışkanlıklar veya spor yapmak, sağlıklı beslenmek gibi toplumca pozitif etkisi kabul görmüş ve iyi olarak nitelendirilen davranışlar akla gelecektir.
Alışkanlıklar için 21 gün kuralı bugün çokça kişi tarafından bilinen yaygın bir gerçek. Birey belirli bir davranışı belirli bir süre boyunca ve aynı periyotta tekrarladığında o davranış alışkanlık denilen olguya dönüşür.
Alışkanlıklar tıpkı arzular gibi tatmin edildiklerinde (fiziksel etkileri ayrı tutmak suretiyle) bireyde ruhsal bir çatışmaya neden olmadan sürüp giderler ve birey bundan fayda sağladığını düşünür.
Alışkanlıklar ile ilgili en önemli nokta alışkanlığın yukarıda bahsettiğimiz klasik alışkanlık algısının çok ötesinde hayatta daha fazla bileşeni ihtiva eden, bireyin aslında “farkında olmadan” yani gayriihtiyari alışmış olduğu ve “alışkanlık olduğunun farkında olmadığı” olguları da içeriyor olmasıdır. Alışkanlık için kontrol noktası alışkanlığın tatmin edilemediği noktada yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkıp çıkmamasıdır. Alışkanlık ihtiyaçtan çok “arzu” ile ilişkili olup, temeline bakıldığında arzunun farklı bir formudur.
Alışkanlık, uyuşturucu kullanmak, düzenli meditasyon yapmak ya da her gün akşam saat 7’de yemek yemek gibi düşündüğümüz klasik kalıplardan çok daha fazlasıdır.

Hayatımızdaki insanlar, sahip olduğumuz nesneler, maruz kaldığımız rutin süreçler, tüm bunlar aslında bizde alışkanlık yapan olgulardır. Bireyler, farkında olmasalar da günlük sıkıntılarının çoğunu, bu bilinçsizce edinilen alışkanlıklar tatmin edilmediğinde yaşarlar.
Alışkanlıkları Bırakma Yöntemi
Günümüzde çoğu birey yoksunluk belirtilerinin verdiği hisle kolay kolay baş edememekte ve yoksunluk belirtisi ortaya çıkar çıkmaz alışkanlığa neden olmuş olan insan, nesne veya rutini başka bir alternatifle ikame etmek suretiyle alışkanlığını güncelleyerek farklı bir modda aynı alışkanlığı devam ettirmektedir.
Burada nefis baskın olmakta ve kişiyi alışkanlığı güncelleyebilmek uğruna yanlış davranışlara dahi itebilmektedir. Çok yüksek hayat standardına sahip bir bireyin, maddi olanakları kısıtlandığı vakit hissettiği yoksunluk duygusu ve bunun çözümü için girebileceği manen yanlış davranışlar, anlaşmalar ve verebileceği tavizler buna örnek gösterilebilir. Bireyler duygusal ilişkilerde de farkında olmadan sık sık yoksunluk duygusunun etkisiyle yanlış kararlar alabilmekte ve hem kendilerini hem de duygusal süreç içerisinde bulundukları insanları yanlış ve yanılgılara sürükleyebilmektedir.
Mevlana Mesnevi’de konuyu şöyle ele alır:
“… Böylece cihandaki her şehvet,ister mal olsun,ister mevki,ister ekmek…
Bunların herbiri seni sarhoş eder. Bunları bulmazsan başın ağrımaya başlar, sersemleşirsin.
Bu gam sersemliği, bulamadığın şeyin seni sarhoş ettiğine delalet eder.
Bunların ihtiyaçtan fazlasına meyletme de, sana galebe etmesin, sana bey olmasın! ….”
Unutmayalım ki, birey alışkanlıkların esiri olmadığı müddetçe onları kontrol altında tutabilir. Önemli olan alışkanlıkların bireye değil, bireyin alışkanlıklara hükmediyor olmasıdır.
Ece Öngeldi
Dünyalite