Kolektif Bilinç: İnsanlığın Ortak Zihni

Epifani ismini hakkıyla taşıyabilecek nadir konulardan bir tanesi bilincimizin nerede olduğu konusudur. Bilinç

Bilim adamları dışarıdan gelen etkilerin beyninde yarattığı tepkimelerin hepsinin yerlerini buldu. Nerede oluşur, nereyi tetikler ve beynin hangi bölümü ne işe yarar bunların hepsi çözülmüş durumdadır.

Dışarıdan gelen etkilerin kim tarafından değerlendirilip aksiyon alındığı yani bizi biz yapan bilincimizin beyindeki yeri bilinmiyor. Araştırılıyor ancak herhangi bir bulgu henüz yok. Elektromanyetik alanlar bulunduğunda kuantum fiziğin ilk temelleri atılmıştı. Dönemin bilinci araştıran kardiyologlarından olan Pim Van Lommel bu alanlarda bilginin tutulabildiğini fark ederek dedi ki; insanlar ölse de onlara ait olan bilinç elektromanyetik alanlarda saklanmış olabilir. Yani biz öldükten sonra yok olmamış olabiliriz.

Kolektif bilinç denilen şeyin ilk temeli de böyle atıldı. Bilincimizin beynimizin içinde olmadığı evrende topluca yayılmış bir halde olduğu fikri o zaman çıktı. Bu fikir o dönem çokta rağbet görmedi. Ancak şu an elimizde onlarca kanıt var. Kanıtın her şey demek olmadığını yazının sonunda açıklamaya çalışacağız.

Morfik alanlar denilen bir şey var. Rupert Sheldrake tarafından ortaya konulmuş doğanın garip bir fenomendir. Doğada bir olay bir mekanda ardı  ardına tekrarlanınca o mekan kendiliğinden o vakaya alışıyor. Uzaydaki bir ışık demeti bile aynı yerden 4.000 defa geçseydi, geçtiği yerlerde ışığın geçişine hazır bir düzen oluşmaya başlayacaktı. Buna morfik alanlar denir.

Dünyamızda ki hayvanların davranışları incelendiğinde bu morfik alanların etkisinin oldukça fazla olduğunu görürüz. Hayvanlar yaşadıkları bölgede olaylar ardı ardına tekrarlandığında belirli davranışlar gösterirler. Genlerine işlememiş olan bu davranışlar daha ölmemiş, neslini henüz devam ettirmemiş hayvanlarda bile değişime yol açıyor. Toplu bilince bir örnek olup en etkili kanıt bu değildir.

Amerika’da Kaliforniya eyaletinde Noetik Bilimler Enstitüsü diye kısaltması IONS olan bir yer vardır. Burası inanılmaz bir bulguya imza attı. İnsanların birbirleri ile telepatik olarak iletişimde olduklarını ortaya koyan kanıtlar elde ettiler. İki farklı deney grubu oluşturuldu.

1.grupta bir odada oturan ve dışarıdan hiçbir etki almayan bir insan koyuldu. 2.gruba ise ellerine birer resim verilerek bu resme bakmaları söylendi ve odaklanmaları istendi. 1.gruba ise 4 tane farklı resim sorulacağını ve içlerinden bir tanesinin bu resim olacağı söylendi. 1.deney grubu bu resmin ne olacağını bilememesi gerekiyordu. Yüzde 25 şansı olan grubunun başarı oranı yapılan araştırmalar sayesinde %40 olarak sonuçlandı. Bu hep böyle gerçekleşti. Bunu araştırdıklarında ellerine fizik bilimi ile ilgili bazı veriler geçiyor. Beyin dalgaları küçük alanlara etki ediyor olmalarına rağmen evrende farklı yerleri tetikliyorlardı. Bu beyin dalgalarını başka beyinler okuyabiliyordu. Bu yüzden 1.gruptakiler hangi resmin bakılan resim olduğunu daha rahat anladılar.

Bu deney daha da genişletildi ve daha büyük ölçekte yapmaya karar verildi. 2012 olimpiyatlarını koca bir deney grubu haline getirdiler. 1.deney grubu yine dışarıdan hiçbir haber alamadı. Fakat 2.deney grubu olan tüm olimpiyat seyircileri yani bizler heyecanlarımızı, üzüntülerimizi ve bazı şeylerimizi 1.gruba aktarabilmeyi başardık. 1.grup dışarıdan hiçbir bilgi almamasına rağmen dünyanın o anki ruh haline dair bulgular ortaya koydu. Bu durum topluca haberleştiğimiz konusunda açık bir kanıt oldu.

Elimizde bilinci sadece beynimizdeki hücrelerle açıklayamayacağımız kadar çok veri var. Bu kanıtlar bilimsel anlamda çokta bizi ileriye götürmüyor. Çünkü bulunan erişilen bilgi şöyledir.

1.İnsanların hiçbirisi ayrı ayrı değildir. Hepsi toplu bir bilince hizmet eder. Evrende toplu bir bilinç vardır.

2.Öldükten sonra yok olmuyorsunuz.

Bu ikisi de çok radikal görüşlerdir. Bilim çevrelerinde çok fazla yandaş bulamayacaklardır. Ancak elimizde kanıtlar var. Peki bu kanıtları neden değerlendiremiyoruz? Çünkü onlar tek başına yeterli değildir.

Şöyle örnek verelim. Yer çekiminin varlığı yok denilemez. Onun varlığına dair açık kanıtlar vardır. Defalarca gözlemleyebilirsiniz. Evrendeki hesaplar onun varlığını gösterir. Fakat yer çekimi bilimsel bir oldu değildir. Çünkü nasıl olduğu bilinmemektedir. Yani varlığına dair olan kanıtlar yer çekimini bilimsel bir oldu yapmaya yetmez. Kuantum fiziği ve rölativite teorisi ortak biçimde yer çekiminin ne olduğunu araştırıyor. Bilim adamlarından bazılarına göre yer çekimi atomların birbirini çekmesidir. Bazılarına göre ise öyle bir şey yoktur. Evrenin maddeleri itişi vardır.

İşte toplu-kolektif bilinç böyle bir şeydir. Elimizde kanıtlar var, gözlemliyoruz, deneyini yapıyoruz. Fakat nasıl olduğunu anlayamıyoruz. Yani evrende bir tane bilinç olduğu fikri pekte aklımıza yatmıyor. Ama olan budur. Materyalist düzlem şöyle bir yanıt verebilirdi. Toplu bilinç yoktur. Çünkü insan beyinleri birbirleri ile haberleşecek olan frekansı birbirlerine gönderirler. Güzel bir cevap ama yeterli değildir. İnsan beyninden çıkan dalgalar sadece birkaç cm ileriye gidebilmektedir. Yani bir insanla beyin dalgaları ile haberleşebilmek için ona çok yakın olmak gerekir.

En katı materyalist duruşla bile şu söylenebilir. Bilinç beynin içindeyse bile maddeyle alakalı bir şey değildir. Enerji düzlemi ile alakalı bir durumda değildir. Bilincin nasıl yayıldığı ve nasıl çalıştığına dair bir varlık tanımı yoktur. Bu yüzden evrendeki kozmik bağlara biçilen toplu bir bilinç teorisi vardır. Şu an bu teori araştırılıyor. Dünyada bilinç üzerine yapılan bütün ciddi işlerde toplu bilinç denilen olgu sorgulanıyor.

Önümüzdeki günlerde şöyle bir haber geldiğinde şaşırmamamız gerekir. Tek, tek kişiler değiliz. Ayrı ayrı insanlar değiliz. Hepimiz toplu bir bilincin ögesiyiz.

Eğer bu toplu bilinç evrenin her yerine dağılmış ise bu evrenin her zerresine ulaşıp öğrenebiliriz. Bunun sonucunda gerçekten kendimize ne isim koyacağımızı düşünmemiz gerekecek.

Kolektif Şuur: Yankı Odaları
Kolektif Bilinç: Bir Yaşam Güdüsü
Entropiden Kaçış: Evrendeki Düzensizlikten Kurtulmak
Paylaştıkça çoğalır.

Kolektif Bilinç: İnsanlığın Ortak Zihni” için 2 yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

DUNYALITE